29 Temmuz 2009 Çarşamba

Kanser'den korunmak için...

Dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlıkları...



Dün Amerikan Kanser Enstitüsünün son yayınladığı rapor elime geçti. Buna göre son yıllarda Amerika’da ölenlerin üçte biri Kanserden. Raporda en dikkat çekici bir nokta da Kanserden ölenlerin yüzde yetmiş oranı hali vakti yerinde olan ve hatırı sayılı insanların olması.. Olay ürkütücü. Bunu çok iyi okumak gerekiyor. Rapordan çıkan sonuca göre;

1- Kanserden ölenlerin büyük bir kısmı teknolojik ürünlerle daha içli dışlı olanlar.

2- Yiyecek içecekte çok çeşitliliğe gidenler ve katkılı madde içerikli yiyecek içecekleri tüketenler.Bunun yanında maddi durumu iyi olmayıp katkısız doğal ve daha az çeşit tüketen ve çoğu teknolojiye ulaşamamış çevrelerde kanser vakalarına daha az görünmesi.Rapor bize yediğiniz içtiğinize artık ciddi manada dikkat edin diyor. Kimyasal katkılı yiyecekler ( Tatlandırıcılar, renklendiriciler, aromatik koku vericiler, raf ömrünü uzatıcılar vb gibi ) ve GDO lu ürünler Amerika’da yaklaşık 50 yıldır yoğun olarak kullanılıyor. Bilim adamlarına göre GDO lu ürünlerin insan sağlığı acısından ciddi manada olumsuzluğuna rastlanılmadı deniliyor. Ancak sonuçlar korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Bu sonuçlara göre GDO lu ürünlerin henüz ispatlanmış olumsuz etkisi yok diyenlere artık kuşku ile bakılması gerekiyor. Olumsuz bir etkisi yok diyenler gerçekten bilimsel analiz ve gözlemlerinin sonuç unumu, yoksa bazı firmaların isteği doğrultusun da hazırlanan raporlarımı konuşuyor ortaya çıkarılması gerekiyor. Özellikle genç yavrularımızın ellerine tutuşturulan cep telefonları, pil ile çalışan oyuncaklar ve albenili boyalı oyuncaklar çocuklarımızın geleceğini karartacak gibi görünüyor. Katkı maddeleri ile bizlere zorla kendisini yediren cipsler, dondurmalar, sosisli sandviçler, nitrit ve nitrat ile pembeleştirilmiş işlenmiş etler, öksürük şuruplarında, gazozlarda, gofretlerde ve ambalajlı diğer yiyeceklerde bulunan tatlandırıcılar hayat apartmanından her gün bir tuğla koparıyor. Fazla söze ve kapı kapı doktor aramaya artık gerek yok. Canını ve cananını seven doğallığa dönmek zorunda. Atalarının tükettiği yağlara ve besinlere, Mevsim meyvelerinin içinde kendiliğinden bulunan şeker, doğal pekmez, doğal bal, kuru üzüm, dut, incir, hurma gibi meyveler tüketmeliyiz. Yavrularımıza tahin-pekmez, pekmezli yoğurt veya ballı süt vermeliyiz ve bunlara alıştırmalıyız.
Yoksa bugün Amerika’daki sonuçlar fazla sürmeden bizim de kapımızı çalacağından emin olabilirsiniz.

Emine NUREFŞAN
Biyolog

Hiç yorum yok: