16 Nisan 2009 Perşembe

Sunay Akın'dan Bir Kız Kulesi Öyküsü

1827 yılında Almanya'nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya
gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içinde baş gösteren
huzursuzluklardan dolayı bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra
gemilerde miço olarak çalışır. Hamburg'tan kalkan bir gemiyle İstanbul'a
giderken henüz 12 yaşındadır.

Gemi İstanbul'a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi'ne yüzerek
kaçar. Kendisini kurtaran Kız Kulesi'nin bekçisine gemiye geri dönmek
istemediğini söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanır. Ama
Osmanlı sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl'ı korumasına alır. Karl
Mehmet Ali adını alır. Mehmet Ali, Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından
sonra 2. Abdülhamit döneminde paşa unvanını alır.

Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı
temsil eden üç kişiden biri olur. Almanca, Fransızca, Yunanca, Farsça ve
Arapça dillerinde şiirler yazan Mehmet Ali Paşa'nın dört kızı olur.
Paşa'nın Leyla adındaki kızının da bir kızı olur; Celile.

Celile bir erkek çocuk doğurur: Şair Nâzım Hikmet! Görüldüğü gibi Karl'dan
Nazım'a uzanan hikâyenin gösterdiği gibi, Kız Kulesi'nin her zaman
hikâyeleri vardır. Eğer Kız Kulesi Karl'ı kurtarmasaydı, Nazım olmayacaktı.

Sunay AKIN

Hiç yorum yok: