5 Kasım 2008 Çarşamba

İşyerindeki Günahlar


İnsanlar duygusal. Türkler çok duygusal. İş ortamına, huzura, arkadaşlığa aslında gerektiğinden fazla önem veriyoruz. En küçük bir olumsuzluktan aşırı etkileniyoruz. İşimiz etkileniyor. Verimimiz düşüyor. ’Problemli’ iş arkadaşlarıyla yaşamayı öğrenmeliyiz. Şirket danışmanı Sylvain Grevedon, yaşanmış hikayelerden derlediği ’İş Arkadaşını Kendin Gibi Seveceksin’ adlı kitabında ’iş ortamında karşınıza çıkan 7 temel günah’ı ele alıyor.

İnsanlar duygusal. Türkler çok duygusal. İş ortamına, huzura, arkadaşlığa aslında gerektiğinden fazla önem veriyoruz. En küçük bir olumsuzluktan aşırı etkileniyoruz. İşimiz etkileniyor. Verimimiz düşüyor. ’Problemli’ iş arkadaşlarıyla yaşamayı öğrenmeliyiz. Şirket danışmanı Sylvain Grevedon, yaşanmış hikayelerden derlediği ’İş Arkadaşını Kendin Gibi Seveceksin’ adlı kitabında ’iş ortamında karşınıza çıkan 7 temel günah’ı ele alıyor.

İş ortamında en yaygın olan ’günah’ kıskançlık. Bize benzeyen bir çalışma arkadaşımız bizden daha hızlı yükselirse, genelde bunu anlayamayız, içimize sindiremeyiz.

Ama en tehlikeli günah, cimrilik. Haberleri, bilgiyi, tecrübeyi kendine saklama dürtüsü. Böyle arkadaşlarımıza güler geçeriz ama bu tutum şirkete çok zarar verir. Aynı şekilde öfke de zararlı bir tutum. Olur olmaz şeylere patlayan çalışan, herkesi demoralize eder. Böyle bir yönetici, herkesin verimini düşürür.

Peki bu ’günahlar’ giderek yaygınlaşıyor mu şirketlerde? Grevedon "Cimriler, kibirliler, aç gözlüler... her zaman vardı ve olacaktır. Ayrıca her birimizde de, az veya çok, bu kusurlar vardır. Bugün bu tartışmanın öne çıkmasının sebebi çalışma huzurunun çok moda bir konu olması.

Ama bir yandan da bireycilik yükseliyor. Bunun sebebi de çalışma düzeninin geçirdiği evrim. Çalışanlar baskı altında, sorumlulukları artıyor, iletişim yüzyüze değil e-postayla sağlanıyor, insanlar değişime adapte olmakta zorlanıyor. Ve tabii ücret pazarlığı artık giderek bireysel hale geliyor. Bunun da iş ortamında olumsuz etkileri var, herkes görünür olmak, öne çıkmak, zam almak, yükselmek için birbirini çiğnemeye zorlanıyor. Böyle bir ortamda huzur ve uyum hayal.

Amerikalılar, İngilizler, kuzey toplamları çalışma hayatına çok pragmatik bakıyor: Para için çalışıyorum, yaptığım işe karşılık paramı alıyorum. Fransızlar (Akdenizliler diyebiliriz buna) işe duygularını da katıyorlar. Bu hem iyi hem kötü bir özellik: Bir yandan, bir projeyi benimsediler mi, gönüllerini koyup çalışıyorlar. Ama işler kötü gitti mi, huzur bozuldu mu, yahut koyulan hedefler kafa karıştırdı mı, keyifler kaçıyor.

Sorunlu mesai arkadaşları, gergin iş ortamı karşısında, Nietzsche’nin meşhur sözüne sığınmak en iyisi: "Öldürmeyen şey beni güçlendirir." Herkese direnilebilir, her sorun aşılabilir. Aptal olmadığınızı, ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin ama sizi tahrik edenin, sorun çıkaranın oyununa gelmeyin. İş arkadaşlarınızın ’7 gühan’ını kalıcı kılmamak, daha da derinleştirmemek için, kıskançları kıskandırmamaya, cimriye karşı pinti olmamaya özen gösterin. (Tek istisna, öfkeli bir yönetici yahut çalışkan karşısında bazen sesini yükseltmek faydalı olabilir.) Özetle, işi olumsuz bir döngüye sokmamak için takınılacak en iyi tutum, örnek bir çalışan olmak, herkese saygı göstermek, paylaşıcı olmaktır. Siz doğru olun, onların eğriliği sırıtsın.

Hıristiyanlıkta 7 temel günah
Sefahat (Luxuria), aç gözlülük (Gula), cimrilik (Avaritia) , miskinlik (Acedia), hiddet (Ira), haset (Invidia), gurur (Superbia)

Hiç yorum yok: